Herkese
iyi haftalar, iyi günler! Üç ay sonra sonunda tiyatronun yolunu tuttum. Aylardır biletini
kovaladığım ve oyuncularından dolayı daha bir merak ettiğim oyun
Westend-Batının Sonu’na gidebildim. Westend benim için yılın ilk tiyatro oyunu
oldu bu arada. Hatırladığım kadarıyla en son Duru Tiyatrosu’nda Emre Kınay ve Evrim Alasya’nın İki Bekar oyununa gitmiştim. Blog içerisinde o oyunla ilgili bir şey
yazmadım, neden yazmadım bilmiyorum.
Westend’in için on üzerinden kaç verirsin diye sorarsanız sekiz derdim.
İki perde olan oyun DasDas’da oynanıyor. En son
Dasdas’da Josep K.’yı izlemiştim fakat gittiğim zaman yeri farklıydı. Şuanda
Metropol İstanbul yanına taşınmış. Benim için bayağı bir mesafeydi 😅 Biliyorsunuz
ki DasDas biletlerini Biletix üzerinden satıyor ve ben Biletix’in otomatik
seçimlerine bayılıyorum(!) 6 Ocak biletleri satışa sunulur sunulmaz en düzgün
koltuğu bulabilmek için sayfayı kaç kere yeniledim bilmiyorum.
Hikayemiz Westend adlı bir mahallede geçiyor. İki yıllık evli bir çiftin hikayesi ile başlayıp insan ilişkileri, sosyal hayat ve günümüz problemlerine gönderme yaparak ilerliyor.
İnternetteki yorumlara baktığımda insanların yüksek bir beklenti ile gittiğini fark ettim. Şöyle söyleyeyim, ben çok büyük bir beklentiyle gitmedim fakat istediğim keyfi aldım. Oyun bir yandan gönderme yaparken bir yandan da eğlendiriyordu.
Benim için ilk perde bayağı keyifliydi.
Karakterleri ve olayları anlamak güzeldi. Eğlence ve hikaye konusunda ikinci perde
birinci perdeye göre bir tık alttaydı. İkinci perdede her şey çok hızlı
ilerleyip bağlanmıştı. Oyunculara gelecek olursak hiçbirine sözüm yok.
Karakterlerinin hikayelerini ve duygularını çok iyi şekilde anlattıklarına inanıyorum.
Ve şunun farkına vardım, Mert Fırat’ın şuana
kadar izlediğim oyunlarındaki karakterleri trajikomik bir hal içerisinde. Josep
K. ve Bütün Çılgınlar Sever Beni oyunundaki gibi bu oyunda da aşırı eğlenceli
ve bir o kadar değişik bir karakteri canlandırmıştı. Güzeller güzeli Tülin
Özen'in sahnede izlediğim ilk oyunu oldu ve beklediğimden de iyiydi. Ufak Tefek
Cinayetler’de nasıl dolu dolu oynamışsa Westend’de de öyleydi. Mert Fırat ve
Tülin Özen’in dışında Naz Çağla Irmak ve Gün Koper’de oyunun farklı hikayelere
sahip karakterleriydi. Hele ki oyun içerisinde Gün Koper’in yaptığı konuşma ‘vay
be’ dediğim kısımdı.
Oyundan aklımda
kalan iki cümle var, bunlar bayağı güzel göndermesi olan ve gerçeği yansıtan cümleler.
“İnsanlar her sabah aynaya baktıklarında depresyona
giriyor.”
“Ülkeyi bir poşete koyup üzerine fiyat etiketi yapıştırmalı.”
Oyundaki şarkılardan birini bayağı sevdim onu da aşağıya koyuyorum! 🙇🏻♂️
Oyundaki şarkılardan birini bayağı sevdim onu da aşağıya koyuyorum! 🙇🏻♂️
Daha çok bahsetmek isterdim fakat meraklanıp izlemenizi
daha çok istiyorum. Bunun dışında DasDas’da merak ettiğim oyunlardan birisi de Vahşet
Tanrısı. Dilerim ona da en kısa sürede bilet bulabilirim.
Oyun ile ilgili bilgiler ve biletler için Tiyatrolar ya da DasDas'ın sitesinden ulaşabilirsiniz.
Yorum Gönder