Nostalji: Barefoot in the Park | Film Yorumu

16 Ara 2017

 Dün akşam Nerflix'de boş boş dolanırken rastlayıverdim bu filme ve iyi ki de rastlamışım! Sanırsam en son Tiffany'de Kahvaltı (Breakfast at Tiffany) filmi beni bu kadar neşelendirmiş ve aşık etmişti. 
Film Hakkında ve yorumum :)
1967 yapımı güzel bir nostalji filmi. Kendi prensipleri olan, yakışıklı ve 25 yaşında ki avukat Paul Breatter ile içi delidolu, kafası dağınık, güzel mi güzel Corie Breatter'ın aşk hikayesi. Yeni evlendiklerinden dolayı balayını Plaza Hotel'de 6 gün geçirdikten sonra evde başlayan sıkıntıları ve aralarında ki ilişki gidişatını anlatıyor film. Eski yabancı filmlerde şunu farkettim belli bağlantı aramayacaksınız böyle kült komedi filmlerinde. Arada sıkılıp kopukluk yaşayabiliyorsunuz. Bu filmde öyleydi bir ara çok sıkılıyor gibi oldum ama kapatmadım filmi, kendini öyle bir izletiyor ki sonrasın da ne olacak diye merak ettiriyor. 


 Romantik-Komedi türünde olduğu için film ben her türlü beğendim. Espriler hareketler olsun her biri ayrı ayrı güzeldi benim için. Breakfast at Tiffany'i seven kesin bu filmi de sever diyebilirim. 
Ev sorunlarıyla başlıyor diye bahsettim ama nasıl ev sorunları..
Ev, ev değil anlayacağınız :-) 5. katta, asansör yok.. gelen çıkamıyor.. Evin tavanı camdan ve ufak bir delik var.. yataklarını zar zor sığdırdıkları minnak bir oda ve küveti olmayan bir banyo. Yani bizde de küvet yok ama bu Paul için bir dert. Birde çılgın bir üst komşu ile Corie'nin annesi de aramıza katılıyor. Her sahnesi 'mükemmel' anlamda birbirinden güzeldi. Sıkıldığınız ve zaman öldürmek istediğiniz zaman bu filmi izleyebilirsiniz. 

 Komedi olunca evet absürtlükler oluyor ama bu filmde ki absürtlükler o kadar da iç bayıcı değil emin olabilirsiniz. Bu filmi kesinlikle tekrar izlerim ben =)







Yorum Gönder

© MÜHENDİSİN BLOGU. Design by FCD.