Tatilde olunca insan günleri karıştırıyormuş gerçekten.
Nabersiniz, ne yapıyorsunuz Avrupa, Anadolu yakası ve diğer şehirlerden
okuyucular! Beni sorarsanız,dediğim gibi, günleri karıştırmaktan başka yaptığım
belli bir şey yok şuan. Basit bir yaz tatili. 'Her şeyin çok güzel olduğu' bir
yaz tatili! Memlekete, Hatay'a, her zaman ki belirli süre(4 gün) içerisinde
gidip geldim. Aranızda, Hatay'ı merak edip, gidecek, gezecek olanınız varsa
sizlere önerim Hatay'a dört gün yetiyor hatta artıyor bile. Bu yazıyı kesik
kesik yazıyorum haberiniz olsun. Yani aynı gün başlayıp bitirdiğim bir yazı
değil bu. İstanbul... Gerçekten kalabalık ve güzelsin. İnsanların günlük
koşturması nedense beni iyi hissettiriyor, belki bu size saçma gelecek ama
benim için öyle. Bu aralar fazla düşünceli ve kaygılıydım 'bazı şeyler'
hakkında. Bu kaygı durumum anı yaşayamamama sebep oluyordu. Aslında sadece
kaygı değil, bildiğiniz duygularım çorba olmuş haldeydi. Leyla gibiydim. Böyle
durumlarda gerçek anlamda şunun farkına varmanız ve sonrasında kafanızı
rahatlatacak şeyi yapmanız gerek. Farkına varmanız gereken kısım şu, geçmişte
yaşanan yaşanmış, söylenen kelimeler, cümleler söylenmiştir ve bunları
değiştiremezsiniz, gelecek zaten büyük bir bilinmezlik.. 'ne olacak?' kafasına
girdiğiniz an işte anı yaşayamama döngüsü bir şekil öyle başlıyor. Bulunduğunuz
anı yaşayın, biliyorum bazen düşüncelerimiz buna izin vermiyor, geçmiş de
yaptıklarımızı kafamız da tekrar tekrar oynatıp, gelecekte nereye varacağını
düşünüyoruz fakat şuanda hiç bulunamayabiliyoruz. Geçen birkaç gündür
düşüncelerim anı görmemi, yaşamamı izin vermiyordu resmen, bir iki meditasyon
uygulaması denedim nafile, sonra YouTube'da videolar bakındım. En başta yapmam
gerekeni en sonunda yaptım yine; dertleşecek biri. Şuan dahah iyiyim, önümde
güzel planlar ve yaşanacak kocaman bir günüm var. Dediğim gibi, bu yazıya
başaldığım gün ile bitirdiğim gün aynı değil, öyle de olmayacak.
Buradan devam edelim
bakalım bugün günlerden üstte yazdıklarımdan bir gün sonrası. Dün gece
karşılaştığım bir 'durum' beni dün bahsettiğim anı yaşayamama döngüsüne soktu.
Gece kaçta yattığımı hatırlamıyorum ama erken kalktığımı biliyorum çünkü artık
rüyalarımda görür olmuştum. Neden? Gerçekten neden? Beklentilerim mi yüksekti?
Hayır, çünkü bu sorunun cevabını kendime vermiştim.. Eee peki neden? Bugün
berber koltuğunda iken bu döngüden birden çıktım, nasıl bilmiyorum. Belki Salih
Abi'nin sohbeti sayesinde. Eve gelir gelmez aklımda dönmekte olan bir iki
düşünceyi ortadan kaldırmak için yaptığım uygulamaya koyuldum: Yazmak! Bu benim
için geçerli bir şey her insan farklı şekilde rahatlar, ben yazarak
hallediyorum. Aslında meditasyondan daha çok işe yarayan bir şey bu neden dün
bundan bahsetmedim anlamadım. Aklınızı iyi-kötü ne dolduruyorsa, bir kağıda,
telefonda not defterine ya da bilgisayarda bir Word dosyasına yazıp kara kutu
gibi kilitleyin. Bir süre sonra dönüp okuduğunuzda da ‘vay be’ diyorsunuz.
Şöyle modumuzu yükseltecek bir
şarkı koyalım şuraya!
Yorum Gönder