Bu yazıya Ajda
Pekkan’ın “Yeniden Başlasın” şarkısını dinleyerek başlıyorum çünkü şuanda
hiçbir şeye yetişemiyorum. Okula, derslere, eve, İstanbul’a,bloğa..
Okulun açılmasıyla içerisinde bulunduğum ‘hayat’ simülasyonu bir kademe daha ‘hardcore’ seviyesinde yükseldi. Üni içerisinde arkadaşım olup bu yazıyı okuyan varsa eminim ki söylediklerim ve söyleyeceklerim hakkında bana katılacaktır.
Ünide birinci sınıf
olma heyecanıyla ilk haftayı atlattıktan sonra anlam veremediğim şekilde
derslere yetişememezlik gibi bir durum oluştu. Hadi ilk hafta oryantasyon haftası deyip
‘ikinci hafta halledilir’e dönüştü. Hayır, çalışmamazlık ya da takmamazlık
etmiyorum. Ne kadar adım atsam bir o kadar da geri kalıyorum. Ya bir yerde yanlışım
var ya da biraz daha hızlanmalıyım. Belki de daha programlı olmalıyım? Ne
dersiniz?
Ha, böylelikle
hazırlığın ne kadar lise 5 olduğunu da tamamıyla anlamış oldum.. ve özlüyorum
da. O ders bu ders şu ders derken jeton düştü ki hazırlıkta daha sosyaldim.
Sosyallikten kastım plan-program yapıp gezme-tozma eylemi… Şuanda elimde olan Tek
plan-program ders programım 😅
Dediğim ‘hayat’
simülasyonuyla birlikte bloğumu da bir adım ileriye götürmek istedim bu yüzden
tasarımını ve içeriğini biraz daha geliştirmeye karar verdim. Hatta belki bu
yazıyı okuyorken tasarımı değişmiş bile olabilir.
Blogger olmak
biliyorsunuz ki beraberinde yoğunluk, yorgunluk getirir falan filan deyip size
karşı bahane üretmeyeceğim. Gerçekten bir şeyler yazıp paylaşmak istedim fakat
dediğim gibi bir yandan okul koşuşturması bir yandan ev koşuşturması ve dersler
derken ‘Bu durumda yazamam’ deyip sürecin rayına oturmasını bekledim.. Hala tam
oturmuş değil, evet, biliyorum ama şuan dengeleme aşamasına vardığımı
düşünüyorum ✌
Koyduğum fotoğraflar Eylül itibariyle katıldığım bir iki etkinlik. Hatay’dan İstanbul’a gelir gelmez biletini 2 ay öncesinden aldığım İstanbul Coffee Festival için gün saydığım doğrudur. Beklentimin fazla üstünde olmasa da eğlenceli ve bir o kadar kafein doluydu (Kafein dolu dediğime bakmayın topu topu 4 çeşit kahve içtim.) Bir ara Topkapı Sarayı'nı gezmiş oldum kuzenimle. Daha gitmek istediğim Mısır Çarşısı ve Sultanahmet var listede 🙏
Yazdıklarımı baştan
aşağı tekrar okuyunca aklıma şöyle bir felsefe fikri geldi 👀 Aslında biz
insanoğlu her daim bir şeylere ‘yetişmeye’ çalışıyoruz. Otobüse, derse, işe, dizi
izlemeye, sohbet etmeye… O zaman şöyle bir gerçek doğuyor ki plansız programsız
değilim 😅 Ama bence haklıyım, yaşadığımız sürece her zaman bir şeylere ‘yetişmeye’
çalışacağız..
Bu ‘çok iyi’
felsefeden sonra ve sizi daha fazla sıkmamak için bir sonra ki yazıda görüşmek
üzere diyelim! Son olarak aman hasta olmayın, çevremdeki insanların bilmem
kaçından fazlası burnunu çekip duruyor.. Kendinize iyi bakın! :)))
Meslektaşımın adını görünce geldim. Ne güzel daha yeni başlamışsınız her şeye keşke zamanı geriye sarsak. Fotoğraflardaki renk uyumuna bayıldım. Keyifli bir okul hayatı dilerim. Emin olun hızla geçip giden yorgunlukla dolu zamanlar o yüzden fazladan ne yapsanız kar. Ve son cümleyi üzerime alınıyorum izninizle. Çünkü yılın en fazla dört ayı sağlıklı kalabilen bir insan olarak kış griple geçecek. :)
YanıtlaSilDilerim ki dediğin gibidir bu okul meselesi :-) Şimdiden geçmiş olsun.
SilBu güzel yazı için teşekkürler. Bende size yakın bir meslek grubundanım mimarım. Bu sene mezun oldum :) Başarılarınızın devamını dilerim listeye ekledim sitenizi. Sizi de sitemde görmek yorumlarınızı almak isterim. Çok teşekkürler, iyi çalışmalar.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :) En kısa sürede sitenize uğrayacağım..
SilMerhaba blogunu yemi keşfettim, hem anne hem eş hemde mühendislik öğrencisi olmak İnan tek başına öğrenci olmaktan daha zor. Evde çocuk olunca hastalıktan kaçıyoruz umarım bizi bulmaz...Bu güzel günlerin keyfini çıkar çünkü çok çabuk geçiyor. Bu yoğunluğu bile özlüyorsun. Okul hayatında başarılar aman dersleri aksatma bölüm zor :)
YanıtlaSil